5 Ocak 2016 Salı

Nebatiler'in Gül Rengi Mirası -PETRA


Ortadoğu'nun mistik havasını solumaya devam ediyoruz.
Yol arkadaşım bu kez Ali Rıza.Şam'dan çıktığımız yolculukta iki yol arkadaşı daha edindik.Ankaralı iki kuzen olan Tankut ve Semih....

    Yaklaşık 5 saat süren yolculukta en çok Suriye-Ürdün sınır kapısında vakit kaybettik.Sorunsuz bir yolculuktu diyebilirim ama çok konforlu olduğu da söylenemez.Amman'a vardığımızda Tankut ve Semih ile küçük bir gezi ortaklığı kurduk;şoförüyle birlikte bir panelvan araç kiraladık.Lut Göl'ü,Petra Antik Kent'i ve Wadi Rum Çöl'ünü kapsayan bir rota çizdik.

   (Kuraklık nedeniyle bitki örtüsünden son derece yoksun bir coğrafyanın içindeyiz...)

 Yüzölçümü küçük ,çöllerle kaplı, krallıkla yönetilen bir ülke burası.Sınırlarına dahil olduğunuzda yöneticilerinin portrelerini su depoları dahil birçok yerde görebileceğiniz bir Ortadoğu ülkesi olan Ürdün, turizme yatırım yapmış.Ayrıca nüfusunun büyük kısmı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan ,kendine yetemediği için de dış yardımlara muhtaç olan bir ülke burası aynı zamanda.

   (Kral Abdullah manzaralı bir yol üstü kebapçısı...)


Rivayete göre sınırlarının belirlenmesinde "Churchill'in hıçkırığı" etkili olmuş....



    İzini sürdüğümüz kavim Nebatiler ve onların başkentleri Petra.


    Büyük Rift Vadisi içinde yer alan bir çöküntü kuşağı burası.Bu çöküntü kuşağının içinde neler var neler:Kızıldeniz,Petra,Lut Gölü,Amik Ovası ...Orta Afrika'nın doğusundan, Türkiye'de Doğu Anadolu Bölgesi'ne kadar uzanan bu jeolojik oluşum bazıları tarafından Dünya'nın en büyük fay hattı olarak nitelendirilir.Hal böyle olunca Petra'nın depremler sonucu büyük yaralar aldığı bilgisini anlamak çok da zor olmuyor.
     Nebatiler M.Ö. 400 ile M.S. 106 yılları arası hüküm sürmüş,ticaret sayesinde zenginleşmiş putperest bir kavim.Çeşitli kaynaklara göre Uzakdoğu'dan baharat,tütsü ve esans gibi çeşitli mallar getirip satmışlar ve bu sayede varlıklarını perçinlemişler.Ticaret yaptıkları en önemli uygarlıklar ise Romalılar ve Persler olmuş.

   İşte bu kavmin başkentliğini görkemli Petra yapmış.Fakat zaman içinde gerek ekonomik koşulların kötüleşmesi gerekse burayı vuran büyük deprem Petra'nın gözden düşmesine hatta unutulmasına neden olmuş,ta ki 19.yy da yeniden keşfedilene kadar...


   Gül rengi kumtaşlarına oyulduğu için "Rose City" de denen Petra 1985 yılında UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne girmiş,2007 yılında ise yeniden seçilen Dünya'nın Yedi Harikası'ndan biri olarak kabul görmüştür.

   (Kum taneciklerinin çarparak adeta kemirdiği kayalar görülmeye değer)


    (Pastel boyalarla yapılmış bir tabloyu andıran devasa kayalar sabırla işlenmiş)









Birkaç Adımda Petra:

• The Siq:
   Yaklaşık 1 km lik kanyon şeklinde   uzanan bir geçit.Uzunca ve sabırsızlıkla devam eden bir yürüyüşten sonra sona erip karşınıza tüm heybetiyle El Hazne dikeliveriyor.

   (Kanyon boyunca yürümek istemeyenler için egzotik bir alternatif...)





   (Kanyon yürüyüşü sona erdiğinde sizi karşılayan sürpriz...El Hazne ve Petra karşınızda...)


   (Siq boyunca kente su taşıyan kanallar hayret ve hayranlık uyandırıyor...)


•El Hazne:
   Burası Petra'yı Petra yapan,kayalara oyulmuş muhteşem bir yapı olup altında kral mezarları olduğu keşfedilmiştir.Yaklaşık 40 metre yüksekliğe ulaşan yapı,insanın elini deklanşöre götürüyor.










•Amfitiyatro:
   Roma dönemine ait bu yapı Petra'nın en görkemli alanlarından birini oluşturuyor.Daha önce birçok yerde gördüğüm kireçtaşlarına nakşedilmiş yada kesme taşlardan yapılmış Antik Yunan ya da Roma amfitiyatrolarından farkı,güneşin düşme açısına bağlı olarak adeta dans eden pembenin tonlarındaki değişim ve sunduğu harika görseldir.





•Kral Mezarları:
   Yine Roma dönemine ait olduğu kaşfedilen bu yapılar Petra'nın en görkemli ziyaret noktalarından birini oluşturuyor.

   (Roma Yolu'ndan Kral Mezarları'na bakış...)




•Roma Yolu:
  Etrafında satıcıların dizildiği bir tür çarşı ya da arasta olarak düşünülebilir...



•Qasr Al-Bint:
   Petra'nın en önemli tapınağıdır.













•El-Deir Manastırı:
   Petra'nın en büyük yapısıdır...

   




Önerilerim;

* Giysi seçiminde rahat ve bol olanları tercih edin ve yanınızda şapka bulundurun !

* Kameranız için gerekli aksesuar ve yedeklerinizi yanınızda bulundurun zira sıklıkla deklanşöre basmak durumunda kalacağınızı garanti ederim.

* Yanınızdan suyu eksik etmeyin !


Dikkat !!!

* Kuvvetli esen rüzgarlarda kum zerreleri nefes almanızı zorlaştırabilir .Başınızı t-shirtlerinizin içine sokmak zorunda kalabilirsiniz !

* Giriş ücretleri 70 $ civarında bilginize !

* Yakın çevrede çok sayıda otel mevcut olup fiyatları geceliği kişi başı 15 $ ila 150 $ arasında değişiyor.


   (Zamanla turizme entegre olmuş müşteri bekleyen bedeviler...)


   (Çevrede bulduğu kumtaşı parçalarını gelen turistlere satarak para kazanmaya çalışan küçük bir yerli çocuk...)


Savaş ve kanın durduğu insanların barış ve hoşgörü içinde yaşadığı bir Ortadoğu'yu görmek dileği ile...

   GÜRHAN CANDAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder