14 Nisan 2015 Salı

Batum-Tiflis Hattı

Güney Kafkaslarda bulunan Gürcistan,1988 yılında Sarp(Sarpi) sınır kapısının açılmasından sonra Türkiye için sık ziyaret edilen ülkelerden biri olmakla kalmamış önemli bir ticaret merkezine de dönüşmüştür.Vize muafiyeti ve ardından pasaport zorunluluğunun kaldırılmasıyla birlikte ilişkiler daha da gelişmiştir.
Gürcistan'da,Batum-Tiflis Hattı'nda seyahatimize başlayalım:)

BATUM

Batum,Gürcistan'ın üç özerk bölgesinden biri olan Acara'nın(Acaristan) başkentidir.(diğer iki özerk bölge Abhazya ve Güney Osetya'dır.)

180.000 nüfuslu şehirde kültürel çeşitlilik belirgindir.Şehrin Türkiye'ye yakın girişinde son derece işlek bir havaalanı bulunur.Havaalanını Artvin ve çevresine gidecek Türkler çok sık kullanır.Çünkü sınır kapısına 15 dakika uzaklıktadır.
Batum Piazzo Meydanı,Medea Heykeli,Poseidon Heykeli,Postane Binası,Tiyatro Meydanı şehrin güzelliklerinden birkaçı.Ayrıca Batum Botanik Parkı ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.Zira dünyadaki önemli botanik parkları arasında sayılmaktadır.







Batum,kısa zaman içinde Doğu Karadeniz Bölgesi,Ermenistan,Azerbaycan ve İran'ın bir kısmı için önemli bir turizm merkezine dönüşmüştür.Zaman zaman siyasi krizler ve savaşlar nedeniyle turizm sekteye uğrasa da Batum yine de Kafkasya'nın en önemli turizm merkezidir.Son yıllarda Radison,Sheraton,Hilton gibi büyük ve tanınmış zincirlerin Batum'da otel açması bunun göstergelerinden biridir.Batum'da hizmet sektörünün canlanmasıyla birlikte çevre ülkelerden çok sayıda yabancı uyruklu insanın çalışmaya gelmesi gözlerden kaçmıyor.Ayrıca azımsanmayacak sayıda Türk Batum'da işletme açmış.Otel,restoran,bar,lokanta gibi işletmelerin önünde Türkçe tabelalara sıklıkla rastlanıyor.Hatta birçok yerde Türk lirasının geçtiğini ve Türkçe bilen personel bulunduğunu görebilirsiniz.
Batum'da eğlence ortamı ve gece hayatı oldukça canlı.Bu nedenle çevredeki daha tutucu ülkelerde yaşayan ve bu tip etkinlikleri sevenler için ayrıca cazip bir merkez haline gelmiş.
Son on yıl içinde birkaç kez gittiğim Batum'da gözle görülür bir değişim yaşandığına tanıklık ettim.Başlarda kentte Türkçe konuşan biriyle karşılaşsam şaşırır ve buraya neden yerleşmiş diye düşünürdüm.Şimdi ise Türkçe konuştuğumda beni anlamayanlara rastladığımda yadırgıyorum:)
Kentte Sovyet Rusyası döneminden kalan mimari yaygın olmakla birlikte kıyıya yaklaştıkça modern mimariyi yansıtan yapılar artış gösteriyor.





Biraz da tadılması gereken lezzetlerden bahsedeyim;
Haçapuri:Gürcülerin meşhur yemeklerinden.Pideyi andıran hamur işi bir yiyecek.
Khinkali:Mantının biraz büyüğü diyebiliriz.
Harça Çorbası:Şehriye çorbasına benzettim.
Sulguni peyniri de tadılmalı.Ayrıca nar,erik ve ayva yemeklere tat vermesi için yaygın olarak kullanılıyor.Bizdeki eski saray mutfağı geleneklerini hatırlatıyor.

TİFLİS

Tiflis'in kelime anlamı "sıcak sular".Sanırım bu ismi sahip olduğu hamam ve kaplıcalardan alıyor.
Yaklaşık 5 saatlik bir araba yolculuğu sonunda Tiflis'e varıyorum.



Bu şehrin bende yarattığı ilk izlenim huzur oldu.Türkiye'den doğan Kura Nehri bu şehre misafir oluyor ve yer yer çok güzel manzaralar sunuyor. 


Şehirde petrol ve yiyecek ucuz,tanınmış marka kıyafetleri bulmak da mümkün fakat oldukça pahalılar.Ülkenin önemli petrol ve doğalgaz rezevleri yok ancak "Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı" önemli avantaj sağlamış.
Şehir yaya olarak gezilebilir.Hatta kenti yaşamak için yaya olarak gezmek en güzeli...
Kentte gezilip görülecek çok yer var.Fakat gündelik hayat ve şehrin ruhu daha etkileyici geldi bana.
Yüzyıllar boyu İpekyolu nedeniyle bir geçiş noktası olmuş Tiflis.Sovyet döneminin izlerini bu şehirde görmek hala mümkün.Gerek mimari yapı gerekse kültür ve sanata verilen önem hem görülmeye hem de övülmeye değer.Kentte çok sayıda tiyatro sahnesi bulunuyor(söylentilere göre 13 adet).





Arnavut kaldırımlı sokakları başka bir aleme daha doğrusu eski bir aleme gitmiş hissi veriyor.Korkunç bir hızla teknolojiyle bütünleşen dünya sanki burada frene basmış...











Girdiğim bir pasta fırınındaki vitrin,buzdolabı,masa ve sandalyeler modern zaman ürününe hiç de benzemiyordu.Hatta yediğim pastalar da...El,kol hareketleriyle anlaşabildiğim güler yüzlü kadın bu marifetli ellerin sahibiydi.








Bu arada şarap diyarı Tiflis'te buraya özgü lezzetli peynirler eşliğinde şarapların tadına bakmayı ihmal etmemeli.Mother of Georgia(Gürcistan'ın Anası) heykeli de bunu doğrularcasına elinde bir şarap kasesi taşıyor.


Sokaklarında mutlu ve şen dolaştığım bu kentte Mother of Georgia Heykeli,hamamları,Özgürlük Meydanı,Rustavelli Caddesi,Rustavelli Müzesi,Opera ve Bale Binası gezilip görülecek yerlerden sadece birkaçı...









Gürcistan izlenimlerim sona erdi.Bu mütevazi ve bir o kadar da şirin kapı komşumuzu ziyaret etmenizi tavsiye ederim.Bir başka coğrafyada görüşmek üzere,hoşçakalın...

GÜRHAN CANDAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder