17 Ekim 2015 Cumartesi

BRÜJ (BRUGGE) GEZİSİ

Ortaçağ mimarisiyle gidenleri kendine hayran bırakan romantik şehir......
Kuzeyin Venedik i olarak ta bilinen kent anlaşılacağı üzere çok sayıda kanala sahip.
Eski bir liman kenti olan Brüj, bu vasfını zaman içinde yitirmiş.Artık daha ziyade turizmle anılan kent özellikle yaz aylarında çok fazla turist çekiyor.



Son yılların popüler seyahat rotalarından biri olan  Brüj e hava yoluyla gidilebildiği gibi kara ve demir yoluyla ulaşmak ta mümkün.Biz coğrafyacı arkadaşım Mesut ile interrail güzergahımıza dahil ettik Brüj ü.Kent e demiryolu ile ulaştığınızda birçok kentte olduğu gibi burada da çantalarınızı koyabileceğiniz kilitli(ücretli) dolaplarla karşılaşıyorsunuz.Eğer günübirlik geldiyseniz bu kilitli kiralık dolaplar işinize çok yarayabilir, ayrıca tren istasyonun hemen yanında bulunan bisiklet kiralama istasyonundan bisiklet kiralayarak kenti gezebilirsiniz.


Kent, bazıları için çok romantik ya da huzur verici gelebilirken bazıları 2-3 günden sonra sıkılabilir, çünkü buranın gece hayatı Akdeniz ülkelerinin sahil kentlerindeki gece hayatını ve eğlenceli yaz akşamlarını aratabilir.Ancak dinginlikten hoşlananlar için eşsiz manzaraların eşlik ettiği huzurlu bir yaz tatili anlamına da gelebilir.




Dinlenmek ve farklı bir kültürü ya da yeri keşfetmek dışında ,burası bizim için fotoğraf çekebileceğimiz çok güzel bir görsel oldu.Bu açıdan Brüj bize son derece cömert davrandı...







Kendine has çikolataları ile ünlü olan kentte çok sayıda çikolata dükkanı mevcut, mutlak suretle tadılmalı !
Ancak Türkiye gibi sofralarında sebzelerin koyun ve dana etinin yaygın olduğu bir ülkeden geliyorsanız buradan yemek yeme konusunda çok mutlu ayrılmayabilirsiniz.


(Kent meydanında kurulan yerel pazardan bir görüntü)

Brüj de kalınabilecek yer yelpazesi oldukça geniş,her keseye uygun bir otel-motel bulmak mümkün.Kalınacak yerlerin çoğu aynı bölgede toplanmış.Burada karşılaştığım bir uygulama çok hoşuma gitti ve turizmle geçimini sağlayan bir yer için çok iyi düşünülmüş, bundan bahsetmeden geçemeyeceğim.Kent merkezinde bulunan turizm danışma ofisine giriyorsunuz ve numaratörden sıra numarası alıyorsunuz.Sıra size geldiğinde görevli size nasıl ve kaç paralık bir otelde kaç gün kalmak istediğinizi soruyor.Verdiğiniz cevaba göre size uygun alternatifleri sayarak önünüze serilmiş olan kent planından yerlerini gösteriyor ve siz birini seçiyorsunuz.Ardından görevli o otele telefon açarak yerlerinin müsait olup olmadığını soruyor, yer varsa sizin için odanızı rezerve ediyor.......İlk kez karşılaştığım bu uygulamanın örnek olmasını diliyorum.UNESCO dünya mirası listesinde bulunan bir yere de böylesi yakışırdı.

(Üzülerek belirtmeliyim ki Türkiye de bulunan ve UNESCO nun dünya mirası listesinde yer alan bir çok değerimiz bazı yerel yönetimler tarafından kaderine terk edilmiş durumda,örneğin Çumra(Konya) da bulunan Çatalhöyük Antik Yerleşmesi ne ilçe merkezinden ulaşım ancak özel taksilerle sağlanıyor yani toplu taşıma yok !)





Dikkatimi çeken bir önemli ayrıntı da kent estetiği oldu.İster kente yerden bakın isterseniz tepeden, herhangi bir eğretilik yada çirkinlik göze batmıyor.Söz gelimi her kattan dışarıya fışkırmış klimaları,herkesin kafasına göre yaptığı saçma sapan tadilatları,iki bina arasındaki boşluklara sıkıştırılan kiler yasa depo benzeri uzantıları burada göremiyorsunuz.Sokakların temizliği yine dikkat çekici ancak belirtmeliyimki bu temizliğin temel sebebi insanların çevrelerini-kentlerini temiz tutması.Yani burada temizlik işçilerine fazla iş düşmüyor...


Faytonların sokaklarında gezdiği çikolatası  birası ve kanallarıyla ünlü bu ortaçağ kentine bir gün yolunuz düşerse yağmurlu bir akşamda küçük bir anlığına da olsa kanallardan birinin kenarında oturup şemsiye altında o anın tadını çıkarın derim,ister bir bira eşliğinde ister çikolata yiyerek...

              GÜRHAN CANDAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder